30 Eylül 2010 Perşembe

Saat sabahın 3 ü ve ben göz kapaklarımdan bedenime doğru süzülen onca yorgunluğa rağmen bitmek tükenmek bilmeyen bir yazma aşkı ile durduramadığım parmaklarımın anlamını yitirmiş anlamsız cümlelerinde kaybolan anlamını arıyor yeniden ve ne zaman yazsam ,ne zaman yazmaya karar versem ,bir bunalımın az sonraki patlamasından hemen önceki şimdim gelir psikolojimin kronikleşmiş takvimine. Biraz karıışık herşey.. Geçmiş , şimdi ve gelecek ve ben sadece yazmaya devam ediyorum!. Yazmak beni,düşen bir güz yaprağının çıkardığı sese,yazmak beni insanların yarıda kalmış hayallerinin daha az nefret edilen diğer yarısına ,yazmak beni sana alır götürür işte..Saat 3 suları ve ben ,ne niyet ne kısmetle geldiğim bu şehirde ,bir apartman dairesinin küçük kapılı büyük bir odasına sıkışmış ve sıradan bir sabahın asla anlayamayacağı gecenin ilerleyen saatlerinde yüreğimden parmak uçlarıma doğru taşan bir sevginin çaresizliği ile tatlı kesimlerini yaşamaktayım usulca sessizliğin ve sensizliğin..İnsanın kendi kendine sorduğu ve bir yansımanın ötesine geçmeyen soruların cevapları için yaşadığımız hayatın rutin gerçeklerinin yenik tasavvurunun falımsı yalanlarında belki yorgun bir düşün dinlenmiş gerçeklerinden fazla karışık bir cümleye inat olumşumda bulamadığım cevabım..Belki gerçekten hep benimsin de ,ben inanmıyorum? Gülüşlerin sığlaşmış kahkalarımda ,bir tebessümden öteye geçmez artık sevinçlerim sensiz ,ben sensiz ,yüreğim sensiz.. Kalemi olmayan mürekkebin tesadüfsü dağılması oluruz ancak! Anlamsız gibi görünen ve tesadüflerden uzak ,muğlak düşüncelerin kelimeleri anlamayan hüzünleri oluruz ancak.. Yüreğim ve ben sanal kurallarında hayatın , hep hürriyetini aradı ,incelikle ve iyi niyetle..Bir karıncayı bile incitmemeyi tasvip gören arabesk şarkıların vurgularından ziyade, yedi veren güllerin çilesini unutturan bir anlayışın,yankılaşmış bir uzaklığa esir edişi olmayışıydı istediğim 7 günden oluşan haftalardan. Kısaca benim hürriytimin tanımıydı yukarıda saydıklarım.. 
Ne yazacağımı bile bilmediğim ve anlatmaya emek sarfetmekten çekinmediğim bu istekli dakikalarımda , bir bilsem içimdeki sarsıntıların bana hiç aslında yaşamadığımı ve senden öncesinin ve sonrasının olmıycağını anlattığını..Bir bilsem ,bir bilebilsem keşke.. Aslında ben derin ve dipsiz cümlelerde yüzme bilmeyen ve kesin normlara yenik düşecek birisi olmamama rağmen şimdi bilmem neden hayatımın en güzel kompozisyonunda sana açılmak istediğimi..Günler geçti , haftalar aylar , hatta 14 asır geçti , bir içimdeki sen geçmedin..
Rüyalarımda düşlerimdeki düş yüzünle hayal kurarken ki seninle konuştuğumuz akşamlardaaklımda kalan biz bize oluşumuz,bakışın ve gülüşündü. Bunun dışında hiçbirşeyin aklımda kalmayışına şaşırmadım çünkü sevgimin içinde bakan gülücüklerin vardı..
 Gülüşüne ve bakışının açılarına başka hiç bir ruhta rastlamadım ben..
Hayırlı olsun diyen bir akordiyoncunun tahmilinden ötelere bayağılaşmamış bir sonranın temellerini hayal eden iki aşığın gözlerine iten sorulara cevap bulamadığımı sandığım saniyelerde sakladım bakışlarımı; 'utandım'diyerek..Derinden etkilemişti oysa ki notaların..
 Saat 3.51 olmuş ve ben hala göz kapaklarımdan bedenime düşen bir uykunun cenderesine asılı kalmış yalnız ve çaresiz yüreğimin ilgili isteklerine cevaben yazma müşkülatı içinde sabaha karşı öten horozların sesiyle,seninle olmanın yanı sıra en azından kaybedilemeyecek bir yarına dimdik hazırlanarak geleceğim gözlerinin içine.. Herşeyin yarım kalanı diğer yarısını beklermiş..Ben senden sonra yarım kaldım..
Bir gün ölsen bile dolmayacak boşluğun,sana doymayacak bu yürek.. Keza bir günün yarınında ölmesem bile eyvallah derki yüreğim;üzülmeni istemez hiç birşeye.
Yazmanın sonu yok,senle olmanında.Sen sonsuzlukta bitmeyen bir başlangıçsın.Yüreğim ve ben senden hiç bıkmayacağız.Ben bir dilek tuttum hepsi bu;ya olur ya olmaz..Allah büyük.Kendine iyi bak..Tek dileğim.

Git..

Gündüzmüydü ? yoksa zifiri karanlık mı ? işte şu koltukta oturuyordum , şu pencerenin önünde . Gözlerini gözlerimden sıyırışını , gidişini izliyordum . Haklıydın aslında , kabul etmek zor olsa da geç kalmıştı bu gidiş . İyi bile taşıdın beni . Yüreğim olmuştunda dilime döküp söyleyemiyordum . Hiç gitmeyecekmişsin gibi teleşsız , yavaş yürüyordu duygularım yüreğine doğru . Adresi yeni bulmuştu ki yüreğim , sen taşındın . . Git .. Kal desem ne değisecekki ? Söyleyecek son bir cümlem bile yok ! Ama dur , az daha kal yamacımda , az daha soluyayım seni . .Peki git.. Bende toparlanayım gayri , senin olmadığın bende ben rahat duramam ki . Bir gece vakti , vaktin en serseri hali , gidişini izlediğim koltuğuma oturdum . Elimde bir kağıt parçası , bir çift göz yapıştı gözlerime! Dört duvar geliyor sanki üstüme eriyorum , bu karanlık çehrede nefes almak zorlaşıyor git gide . Seni soyundum soyunalı ısınamıyorum , avuçlarına bıraktığım ellerimi bıraktın bırakalı düşüyorum , ve ne tuhaf gördüğüm tüm yüzler sana dönüşüyor, artık ben bile ben değilim sanki . .
Yaşadıklarımla,belki yaşayamadıklarımla,belki istediklerimle,istemediklerimle ve hatta isteyemediklerimle,Çenkingenliklerimle,utangaçlıklarımla,güvensizliklerimle,yasaklarımla,anlattıklarımla,dilime dökmeye kelime bulamayıp anlatamadıklarımla doluyum..Uyumak istiyorum bazen,ve öyle bir zamanda uyanmak istiyorum ki , vakit buralarsızlığın ertesini vurduğu bir anda..Senelerdir anlam yuklemeye çalıştığım bu hayatın anlamını bulmuş olmanın mutluluğunu yaşadığım bir anda...Yaşanmışların , yaşanılmasından pişmanlık ve üzüntü duyduğum taraflarının unutulmuş , öyle ki kafamın içinde uğrattığı tahribatın ortadan tamamen kaybolmuş .. ve belkide çok şey istiyorum ama , işte böyle rahatlamışken kafam gülüşünün ve bakışının açılarına başka hiç bir ruhta rastlayamayacağım bir çift göze bakıyorken ki bir anda uyansam...diyorum... çok mu şey istiyorum . . .

Tek..

Yalnızlık sensizken öyle kötü ki ; tıpkı anlatamamak gibi..
Daha önce seslendiğim mısralarım , geri kalan kısmına burdan devam et diyor
Sensizlik öyle kötü ki , beni sensiz bırakmamak için elimden geleni yapacağım
Yapmayada söz verdim zaten..
Sen yokken o kadar mutsuzmuşum ki,
Ben farkında değilmişim..
Çünkü mutlu olmayı senden öğrendim , sen öğrettin bana , gülüşünle , gözlerindeki alevle..
Ve anlatması o kadar güç ki gerçekten
Keşke şuanda dünyanın en iyi edebiyatçısı olsaydım ,
Bütün kitaplarını okusaydım bütün edebiyatın , tanzimatın , tedrisatın..
Ama dünya öyle iyi bi yer değil öyle mutlu bi yer değilmiş
İnsan yaşadığı onca mutluluğun içindeyken bile mutsuzluğunu anlayamıyormuş meğer...
Sana yanımızdan geçen uzun binalar ve ağaçların ardında göremediğin gerçeklerin biraz gerisinde bir hayal ürünü olarak şöyle bir şey söylemiştim
Ki , belki hatırlarsın belki hatırlamazsın
Çünkü çok çabuk unutan insanlr aslında iyi insanlardır
Aşkım demiştim , bitanem demiştim , seni seviyorum demiştim
Ve tek bir cümlenin arkasında bütün gölgelerimi yansıtan bir hayalin sadece yaşanmamış bir bütünlüğe kavuşmadan ayrılan parçalarında gizliydi benim gizemim
Gücüm yoktu çaresizdim..
Neydi bana kalan bilmiyordum..
Ne bırakmıştım uzatmalı bir savaşın ardından kendime ?
Galibi mi mağlubu mu olduğumu bile bilmediğim bir arbededen çıkagelmiştim
Anlamsız,hissiz ve donuktu bakışlarım ve bir okadar da kimsesizdim elbette
İyi niyet miydi yoluna çaba harcadığım ?
Safıma tek bir insan bile alamayacağımı bildiğim halde
Davasını güttüğüm iyi niyetlerim miydi ?
Aşk mıydı sevdaları çiğner geçerken ayaklarımın altında habersiz
Kollarımı açıp ölümüne koştuğum ?
Kavuşmayı arzularken yanarcasına ,
Hiç bitmemecesine uğrunda bitip tükenir olduğum az kalsın..
Vefa mıydı acaba sözlerimi tam bitirmenin kıyısında
Son nefeste bile yoluna varacağımı sandığım..
O hep aradığım ama bulamadığım..
Sadakat mıydı senelerce kimselere vermeye kıyamadığım ki ;
İçimde küf tutmaya başlayan..
Kimselerde olmayan..
Bendekinin karşılığını bulamayan..
Evet..
Ne kalmıştı ki bana kalan.. ?
Bende kalan..
Adına sevmek diyebileceğim herşeyi getiriyorum..
Kaçamak duygularımın altında yatan ince duygularımı..
Korkmaktan korktuğum duyguları..
Cevapsız kalan sorularımı..
Kendime kızmalarımı bir yana bırakmalarımı..
Hayat adına yapabileceklerimi..
Düşüncelerimde yoğurduğum güzellikleri ve mutluluğa çevirebileceğim her şeyi..